21 Haziran 2011 Salı

Ateş Seni Çağırıyooooor

Burger king sıralarında unuttuk anarşistliğimizi. Bizler şehrin asi çocuklarıydık. Uçarı sevdalarımız vardı. Öptüğümüz kızlar vardı. Her işimiz aceleydi. Sakin olmak ne bilmezdik. Koşardık şehirde. Panik atak olacaktık büyüyünce ne de olsa...En çok otobüs duraklarında bekledik sevgililerimizi. Elimizde dikenleri kesilmiş kırmızı güllerle...

Bizler doyumsuz gençlerdik. Tüketim bizim yaşam tarzımızdı. Reklamlar olmazsa olmazımızdı, reyting için her şeyin harcandığı programları izleyerek büyüdük. O kanal senin bu kanal benim gezip durduk, sonuç hep reklamdı.

Her şeyi bilen adamlar vardı. Her şeye yorum yapan, her şey hakkında ahkam kesen andaval sürüleri. Onlar ilkel kabilelerde bile en önemli kural olan ölüleri meze yapmıştı kendi reklamlarını yapmak için masalarına...

Dedim ya bizler şehrin kapana sıkıştırılmış çocuklarıydık. Umudumuz göbeğimiz kadar büyüktü. Burger king sıralarında unutsakta anarşistliğimizi obez olma yolunda ilerliyorduk. Sinemalar holvıd saçmalığıyla doluydu, doğru düzgün bir film izleyemedik kampanyalı salonlarda.



Bir çekişte yarıladığımız sigaralar vardı. Sigara dumanımızın arasına karışan insanlar kadar çok yüzümüz vardı... Kaçak kaçak içtiğimiz sigaralar kadar büyüktü sevdamız...Sevdamızda kaçaktı...



Biz kimdik? Neydik? Nerden gelmiş nereye gidiyorduk?



Tüketim bizim yaşam tarzımızdı. Reyting, reklam, tık, para onların allahıydı...

Hepinizin allah belasını versin.


Hepinizin.

Topunuza Kibrit Suyu



Bir isyandır yaşamak...

Mor salkımlı üzümlerden yemektir...

Bir çocuğun gülüşüdür yaşamak...

Yanaklarda oluşan gamze çukurudur...

Taş atmaktır su birikintilerine...

Sektirmektir taşı...

Ama yaşamak ibnecedir...

Hayat orospudur...

Ağırdır ruhlar...

Ya sen sokarsın...

Ya o sokacaktır...

Ya da karşılıklı sokuşacaksınızdır...

Hayat böyledir...

İbnedir...

İbne...

19 Haziran 2011 Pazar

Demokrasi

İnsanlık için en güzel yönetim biçimi şüphesiz demokrasi. Orta doğuda olan ayaklanmalar ve ondan önce dünya'nın görmüş olduğu isyanlar, berlin duvarı'nın yıkılması vs olaylar demokrasi'nin insanlar için olmazsa olmaz bir yönetim biçimi olduğunu, insan haklarının, özgürlüğün bir devlette olması gereken en önemli unsurların başında geldiğini tüm dünya'ya gösterdi. Demokrasi ülkelerin her alanda gelişmesi, ilerlemesi için son derece büyük bir önem arzediyor.

Geçen hafta Türkiye bir seçime gitti. Halk iradesinin tecelli etmesinin gerektiği seçimlerde Türkiye'de korkunç derecede büyük olan seçim barajı halkın parlemento'da temsiliyetini yine azalttı. 3-4 partinin mecliste olduğu bir ülke'de demokrasiden söz etmek sanırım komik oluyor. Demokrasi tarihi acılarla dolu olan ülkemizde seçim barajının minumum seviyeye indirilmesi gerçek halk iradesinin tecelli etmesi için son derece büyük bir önem arzetmektedir. Aksi takdirde 3-4 partinin hegomanyasıyla demokratik bir ülke olmak hep hayal olarak kalacaktır. Her kültürden insanlar parlemento'da söz sahibi olacak düzeyde bir temsilcisi olabilmelidir.

Herkes Bencildir

İnsan bencildir. Bu bilimsel bir gerçektir. Salt insan değil, tür olan her canlı bencildir. Çünkü tür olan canlı verimli döl verebilen bir canlıdır. Bundan mütevellit dölünü döllemek, soyunu soylamak, boyunu boylamak canlının nihai amacıdır. Bu insanın bencilliğini açıklayan en basit gerçektir. Kim ben bencil değilim diyorsa koca bir yalan söylüyor demektir. Bu masala kimse inanmaz. Kargalar bile güler buna. Bu yalanı ısrarla söylemek sizi maskeli bir yalancı yapar. İnsanın özü de tür olmasından dolayı bencildir. Her şey benim olsun ister. Para, ün, kariyer hepsi bende olsun. Ben gözde olayım. Ben tek olayım. Ben ben ben ben ben...

Ben mastürbasyonu yapıyoruz. Hayat koca bir mastürbasyon uğraşı olmuş . Her yanımızı bencilliğimizle örmüşüz, biz kendimizi salt kendimizin yaşadığı dünya'ya sığdırmışız. Empati bir şakadan ibarettir. Elimizden gelse bir kendimiz ve sevdiklerimiz yaşayacak. Gerisi siktir olup gitsin.

Umurumuzda mı?

Benim Umudum Var...Benim Umudum

Umutsuz tiplere gıcık oluyorum, kafka'dan, nietzsche'den esinlenip umutsuz umutsuz takılan entel tiplililere ise fena gıcık oluyorum. Malumunuz, seçim'den çıkalı bir hafta oldu. İğrenç seçim otobüslerinden, kötü reklamlardan, ıdılardan, vıdılardan, seçim programlarından da kurtulduk. Malum tablo siyasi açıdan da değişmedi. Bunun üzerine her yıl geleneksel olarak anılan AZİZ NESİN'İ ANMA günleri elbette düzenlendi, bir kesim cahil olmadığı için iktidar partisine oy vermediğini bile söyledi.

Benim umudum var. Ülkece kötüye değil iyiye doğru yol aldığımızı düşünüyorum. Laik kesimin duymuş olduğu kaygıların geçersiz olduğunu akdeniz plajlarında sayıları artan bikinili kızları örnek verebiliriz. Herkes içkisini de içiyor camisine de gidiyor, isteyen istediğini yapıyor. Kimsenin kimseye giyim tarzından dolayı bir şey söyleyemediği bir ülke olma yolunda ilerliyoruz. Bu güzel bir gelişme. Bir bayan ister türban takar, ister mini etek giyer, kime ne bundan? Bu tarz komik kaygılarımızdan kurtulmanın zamanı çoktan geldi. 21.yy'da kimse kimsenin özgürlüklerini kısıtlayamaz, demokrasi artık ütopya değil.

Yetmez ama evet diyerek daha güzel bir Türkiye'nin bizleri beklediğini düşünüyorum.

Umutsuz gerizekalılara da iğrençsiniz diyorum.

17 Haziran 2011 Cuma

İnternet Çılgınlığı Nereye Gidiyor

Kimse bizden televizyon izlememizi beklemesin. Bizler 21.yy'ın yalnız çocuklarıyız. İmajinatif bir dünya'nın gölgesinde dinlenen insanlarız.

Peki bu çılgınlık nereye gidiyor? Globalleşen dünya'da tık peşinde olan kitleler nasıl bir değişimi meydana getirecek. İnternet sosyolojisi gelecek günlerde çok önemli çalışmalar yapacaktır muhakkak, lakin bunları öngörebilmek için dahi olmaya da gerek yok:

Kimse bizden televizyon izlememizi beklemesin artık.

13 Haziran 2011 Pazartesi

Ben Kimim?

Son zamanlarda çok sık karşılaştığım bir soru bu,

Hayranlarım beni tanımak istiyor, doğal olarak.

Lakin ben gizemli kal sloganını benimsemiş biriyim. Şimdilik gizemli kalmaya devam edeceğim dostlar, ne gereği varsa:))

Dostlar

Tekrar merhaba...